“Bana çarıklı Ali Ağa derler. Ben Amerika’ya ayağımda çarıkla geldim!”
Detroit’in Türk sokağı: St. Antoine
Henry Ford’un 1903’te Detroit’te kurduğu Ford Motor Company sonrasında bölgede büyüyen otomotiv sektörüyle birlikte fabrikalarda çalışmak üzere bu bölgeye göç eden Türkler, Yunanlılar, Rumlar ve Osmanlı Yahudileri adeta bir küçük Osmanlı dünyası yaratmıştı. Özellikle şehrin merkezinde ve Ford fabrikasının yakınında bulunan St. Antoine sokağı bir Türk şehri gibiydi. Hemen yanında “Greektown” diye adlandırılan Rum/Yunan mahallesi bulunuyordu. Detroit’in ilk kahvehanesi de 1924’te burada açılmıştı.
1946-1948 yıllarında Amerika’da geçirdiği zamanda Detroit’te Osmanlı döneminde ABD’ye gelmiş göçmenlerle de röportajlar gerçekleştiren Hikmet Feridun Es, Detroit’teki Türk sokağını şöyle anlatıyordu:
“St. Antoine sokağında belki Büyükada’dan ve Kurtuluş’tan daha fazla Türkçe konuşulur. Bir kahve görürsünüz ki tabelasında çaprazlama Türk-Amerikan bayrağı vardır. Biraz ilerleyiniz, İstanbul Lokantası, daha ötede Konya Kıraathanesi, Amerika’daki Türklerin Çocuk Esirgeme Kurumu ve nihayet eski Hilal-i Ahmer (Kızılay) cemiyeti. St. Antoine sokağı, bir İstanbul sokağından farklı değildir.”
1920’de Kurtuluş Savaşı sürerken Detroit’de teşkil edilen Osmanlı Kızılay Cemiyeti, 1921’de Cenevre’deki Hilal-i Ahmer kongresinde ABD’deki merkez olarak resmen tanınmıştı. 1940’larda Soğuk Savaş’tan olumsuz etkilenmek istemeyen Türkler, cemiyetin ismini “Türk Ay Cemiyeti” olarak değiştirmiş, “Kızıl”ı çıkarmıştı.
Hem Amerikalı olabilmek, hem de Türk toplumuna fayda sağlayabilmek işin sırrı
Ali Ağa, Detroit’te kendi insanları arasında saygı duyulan bir figür olmasının yanı sıra, onların yeni ülkelerine, ABD’ye yardım etmelerini sağlamaktan onur duyan birisiydi. ABD gazetelerinde çıkan haberlerde bu yönünden de bahsediliyordu. Hem Amerikalı olabilmiş, hem de Türk kimliğini yaşadığı şehirde saygı duyulan bir seviyeye taşımıştı.
1933’te Ali Ağa, Amerikalı bir hanım, Josephine ile evlenmiş, bir de erkek çocukları olmuştu. Daha sonra, 8 yaşındayken vefat eden çocuklarıyla beraber evlilikleri de yara almış, 1947’de boşanmışlardı.
1952’de, 72 yaşına vardığında ise Türkiye’ye kesin dönüş kararı aldı. Gemide, çarığıyla geldiği Amerika’dan, 22 Haziran 1952’de KLM uçağıyla varlıklı bir iş adamı olarak ayrılıp Bingöl, Kiğı’ya hayatının geri kalanını geçirmek üzere geri döndü. Ali Ağa, Es’in tarif ettiği üzere dağ gibi bir adamdı. 120 kilo, 1.92 metre boyundaydı. 70’li yaşlarının sonunda, ABD’den köyüne geri dönen pek çok Türk gibi, Kiğı’da baş göz edildi ve biri kız, biri erkek olmak üzere iki çocuğu ve torunları oldu. Ancak, 40 küsur yıl yaşadığı Detroit şehri ile her zaman bağları devam etti.
Detroit’ten 1960’larda gelen Osmanlıca bir mektup
Ali Ağa, sadece Detroit Türkleri değil, Ermenileri arasında da pek çok dost edinmiş, saygı duyulan birisi olmuştu.1960’larda Osmanlı harfleriyle yazılmış ve Detroit’ten gönderilmiş bir mektup Bingöl’deki Ali Ağa’ya ulaşmıştı. Bu, Ali Ağa’nın Detroit’teki aziz dostu, avukat Dikran Efendi’ye gönderdiği bir mektubun karşılığıydı.
Mektupta şöyle diyordu Dikran Efendi:
Aziz Dostum Ali Ağa,
İmzan tahtında göndermiş olduğun mektubu zamanında aldım. Çok sevindim ki iyi rahat bir ömür geçiriyorsun. Biz de burada çok rahat bir halde yaşıyoruz. Çocuklar büyüdü, evlendi; şimdi üç tane torunum var. Başka şehirde yaşıyorlar da çok vakit bizi görmeye familyası ile buraya gelir.
Buranın işleri ve ömrü senin bildiğin gibi. Bazı iyi, bazı iş küçüklüğü var. Daima senin orada vekâyiler yoktur, iş ber-karar gider?
Burada bulunan dostlarına selamlarını söyledim. Memnun kaldılar. Onlar da sana selam ederler. Ortağım Garabed Efendi mektubunu okudu. Çok sevindi. Hususi selam eder. Familyam Raken selam eder.
Dostunuz Dikran Tabibyan
Dikran (Richard) Tabibyan, aslen Kayseri, Germir’in hekimlikleriyle ün
salmış Ermeni Tabibyan ailesindendi. Babası Ankara’da ünlü bir avukat olan Dikran, 1911’de 16 yaşındayken Detroit’e kardeşinin yanına göç etmiş, burada da iyi bir eğitim alarak avukat olmuştu. Ali Ağa ile Dikran Efendi’nin yıllara meydan okuyan dostlukları da burada başlamıştı.
Dikran Tabibyan 1973’te Detroit’te, Ali Ağa da 1978’de100’üne merdiven dayamışken doğduğu topraklarda, Bingöl’de hayata gözlerini yumdu. Elli yıl önce yazılmış bir mektupla ortaya çıkan, hem yılları, hem de yolları aşan Ali (John) Ağa ve Dikran (Richard) Efendi’nin dostluğu ise yürekleri ısıtan bir hatıra olarak geleceğe miras kaldı…
Dr. Işıl Acehan